Ordu’ nun Dereleri! İsmail Belen

Ülkemi bütün unsurları, illeri, insanları ile bir bütün olarak görüyorum. Daha da önemlisi milletimizin tarihi mirasına ve “medeniyet coğrafyamıza” hayranlık duyuyorum. Hatta birbirlerinin yaşam haklarına saygı göstermeleri şartı ile dünyadaki hiçbir kültüre karşı olumsuz bir düşünce taşımıyorum.

Ama dünyaya geldiğim, çocukluğumu yaşadığım, memleketim Ordu’ ya karşı her zaman daha sevgi dolu ve borçlu hissettim kendimi ve elimden geleni yapmaya çalıştım, çalışıyorum, çalışacağım. Rabbim fırsat verdiği sürece.

Aslen Ordu ile Kabataş ilçesi Belen Mahallesi doğumluyum. Doğduğumda Aybastı ilçesine bağlı “Belenköy” idi. 1990 yılında Kabataş ilçesinin kurulması ile mahalle olarak buraya bağlandık.

Resim: Kabataş Belen Mahallesinin Irmaktan Yukarı Görünüşü

derelerkapak

Belen Mahallesinden Fikri Belen’ in oğluyum. Babam “Fikri Hoca” namı ile bilinir. Annem Hacer Belen, Kuzköy’ den Mehmet Emiroğlu’ nun kızı. “Emiron Gara Memet– Emiroğlu Kara Mehmet” namıyla bilinen Dedem, Ordu’ nun Gölköy İlçesine Güzelyurt Beldesinin kurucusudur. Güzelyurt’ un eski adı olan Hapan’daki ilk ev dedeme aitti.

Resim: 2014 yılı kurban bayramında akrabalarımızla bir araya geldik

hapan

Belen Mahallesindeki evimiz Fatsa’da Karadeniz’e dökülen Bolaman Irmağının ana kollarından ikisinin birleştiği yerde yer alıyor. Bizim “Güçcük Irmak” dediğimiz dere Aybastı-Güzelyurt arasındaki dağlardan doğup geliyor. “Büyük Irmak” dediğimiz Gölköy çayı ise, Gürgentepe, Gölköy, Mesudiye havzalarından doğup geliyor, ikisi şu anda Gölköy’e bağlı bir köy haline gelen Direkli’de birleşiyor. Direkli biz bildiğimizde “Tazvara” idi. Sonra ne oldu anlayamadık, isimler değişti!

Yani doğduğumda üç ilçenin sınırında doğdum. Hatta dört. Fındık bahçelerimizin bir kısmı Kabataş’ta, bir kısmı Aybastı’da, bir kısmı Gürgentepe’de, bir kısmı da Gölköy’de oldu. Bu coğrafi çeşitlilik zihin haritanız şekillenirken önemli katkılar veriyor. Babam kendi şartlarında çok gezen bir insandı, hala da öyle. Abim Cafer Belen’ le birlikte biz de gezerdik onunla. Kardeşim Osman Belen sonradan katıldı haliyle. Kız kardeşim Fatma evde kalırdı.

Harita: Kabataş-Aybastı-Gölköy-Gürgentepe-Fatsa-Ordu

kabataş aybastı

1980 öncesi, diğer bir ifade ile 12 Eylül ihtilali öncesi ciddi sıkıntılar yaşadık. Tuhaf zamanlardı. Ama onun dışında etrafımızdaki dört ilçede de hep huzur oldu, hep sevildiğimizi hissettik. Son derece hoşgörülü bir ortamda büyüdük. Hıdırellez kutlamalarına ne büyük bir sevinçle katılırdık.

Bizden önce okuyan abilerimiz, gurbete göç etmiş büyüklerimiz vardı ama zannediyorum ilk kapsamlı göçü biz yaşadık. 1980’ li yıllarda birkaç kişi önce Kabataş’a, ardından Aybastı’ya, ardından da Samsun’a gittik okumak için.

Samsun’a giderken Aybastı ve Kabataş’tan arkadaşlarımız da eklendi.

Resim: Lise 3- Samsun

lise son samsun

Resim: Samsun’daki İlk Yıllarımız. 1981 yılı olması lazım. ortaokul samsun

Sosyolojik olarak incelenmesi gereken bir olay aslında bu. Bütün büyüklerimizden destek gördük, hiç tanımadığımız insanlar elimizden tuttu. Komşularımız, amcam, halam, teyzelerim, etraftan bilen dostlarımız kendi imkânları çerçevesinde bizim için seferber oldu. Zihnimden bir çok insan geçiyor, vakit buldukça hepsi için dua ediyorum tek tek.

En çok şimdi Gölköy ilçesi hudutlarında bulunan “Gayliyan” a gidip gelmeyi severdim. Yukarı mahalledeki evden çıktığımızda aşağıya doğru önce “Mehmet Abi” nin evinin önünden geçerdik. Hanımı Cemile ablayı severdim oldum olası. Güzel güzel çocukları vardı ama küçüklerdi o zaman. Sonrasında da gurbete çıktık. Gurbetten tanımaya başladık ne cevherler olduğunu.

Ardından “Şükrü Abinin” ordan veya “Yüksel Hoca” mın babası İbrahim Emminin evinden, ordan rahmetli Yaşar Emmi ve Adil Emminin evlerinin önünden, Kemal Emmi derken mahalle biter, ben kendi hayal dünyam ile başbaşa kalırdım.

Kemalettin Kamu’ nun “Bingöl Çobanları” isimli şiirini hep içim yanarak okudum sonraları.

Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum.
Bu dağların en eski âşinasıdır soyum,
Bekçileri gibiyiz ebenced buraların.
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi,
Her gün aynı pınardan doldurur destimizi
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla...

Abim Cafer, ablam Fatma, kardeşim Osman ile çok güzel, huzurlu bir çocukluk geçirdik.

Lise 1: Samsun’dayız. İsa Belen-Ümit Belen

lise samsun

Belki de bu kültürel temellerle Ordu’ya ve Ordu’ lulara karşı hem sevgi besledim. İmkânım olduğunda destek olmaya gayret gösterdim. Haliyle bu biraz da imkânla ilgili bir konu.

Neler yapabildiğime, neleri hayal ettiğime devam eden yazılarda değineceğim inşeAllah!

Geleceğe GÖNDERiler

Geleceğin, kişilerin hayalleriyle ve yaptıklarıyla şekilleneceğinin farkındayız. Herhangi bir şeyi daha iyiye götüreceğine inandığınız bir düşünceniz mi var? Herhangi bir konuda yeni bir fikriniz mi var? “Buldum” dediğiniz bir şey mi icat ettiniz? Heyecanınızı yürekten paylaşıyoruz. “Geleceğe GÖNDERi”lerinizi bizimle paylaşın, destek olalım! Lütfen görüş ve önerilerinizi gonder.carfu@gmail.com eposta adresi ile bizimle paylaşın. Köşe Yazıları bölümünde yazı […]