Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 12. Taraflar Konferansı esnasında Türkiye tarafından gündeme getirilecek konuların en önemlilerinden bir tanesinin “Çölleşme ile Mücadele Yerel Yönetimler” olması beklenmektedir.
Konu gerek UNCCD gerekse ülkemiz açısından yeni bir kavram olup, bilimsel, hukuki ve şekli açılardan detaylı şekilde incelenmesi, müzakere edilmesi gerekmektedir.
1. Konunun Usul Açısından İncelenmesi
Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi 1992 Birleşmiş Milletler Rio “Yeryüzü Zirvesi’nin çıktılarından birisidir. 1994 yılında imzalanan Sözleşme 1996 yılında yürürlüğe girmiş, Ülkemiz ise 1998 yılında taraf olmuştur.
Sözleşmenin orijinalinde yer alan hususlar yanında, Taraflar Konferansında alınan kararlar ve 2007 yılında kabul edilen “Strateji” Sözleşmenin uygulamasını yönlendirmektedir.
Buna göre UNCCD’ nin organları, kurumları, girişimleri ve ortaklıkları şunlardır:
Mevcut bu girişimler-ortaklıklar dikkate alındığında, hâlihazırda yerel yönetimlerle ilgili başlatılmış bir sürecin bulunmadığı görülmektedir. Bu durumda yeni, daha önce yapılmamış bir sürecin başlatılacağı anlaşılmaktadır.
Bu çerçevede yapılması gerekenler şu şekilde sıralanabilir.
2. Konunun İçerik İncelemesi
Yerel Gündem[1] 21
Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi ve Gündem 21; 1992 yılında Rio’da toplanan “Yeryüzü Zirvesi” nin en önemli çıktılarındandır.
Bu zirvede “sürdürülebilir kalkınma”, tüm insanlığın 21. yüzyıldaki ortak hedefi olarak benimsenmiş ve “Gündem 21” başlıklı Eylem Planı, Zirve’nin temel çıktısı olarak, BM üyesi ülkelerce kabul edilmiştir.
Gündem 21’in, bir yandan günümüzdeki ağırlıklı sorunların üstesinden gelmeye çalışırken, öte yandan da dünyamızı 21. yüzyılın tehditlerine karşı hazırlamayı hedeflediği vurgulanmaktadır. Gündem 21, kalkınma ve çevre işbirliğinde küresel uzlaşmanın ve politik taahhütlerin en üst düzeydeki ifadesi olarak nitelendirilmektedir. Gündem 21’in başarıyla uygulanmasından öncelikle ve esas olarak hükümetlerin sorumlu olacağı belirtilmekle birlikte, bu sürece, halkın ve hükümet-dışı kuruluşlarla diğer grupların etkin bir biçimde katılımının sağlanması gereği vurgulanmaktadır.
Son olarak, Gündem 21’in dinamik bir program olduğuna dikkat çekilmekte ve bu sürecin, sürdürülebilir kalkınma için yeni bir küresel ortaklığın başlangıcı olduğu belirtilmektedir.
Dünya ölçeğinde yerel yönetimler, Gündem 21 ile ilgili olarak, başlıca dört alanda faaliyet göstermektedirler: Bunların başında, 28. Bölüm’de belirtilen Yerel Gündem 21 ile ilgili faaliyetler gelmektedir. Gündem 21’in Bölüm 24-27 ile 29-32 arasında belirtilen “ortaklıklar” ve “katılım”, bu çerçevede yer almaktadır.
İkinci olarak yerel yönetimler, Bölüm 3- 22’de belirtilen konularla doğrudan ya da yakından ilgili kuruluşlar olarak, çeşitli faaliyetlerde bulunmaktadırlar.
Üçüncü olarak, Birleşmiş Milletler’in, sulak alanların korunması, deniz ve hava kirliliği, zehirli atıkların denetimi, iklim değişikliği, biyolojik çeşitliliğin korunması gibi konuları kapsayan uluslararası taahhüt belgeleri bağlamında yerel yönetimlere önemli bir rol düşmektedir.
Dördüncü bir alan olarak yerel yönetimler, giderek artan bir şekilde, uluslararası yerel yönetim kuruluşları aracılığıyla ya da doğrudan, uluslararası işbirliği ve dayanışma faaliyetlerini yürütmektedirler.
The Future We Want-İstediğimiz Gelecek[2]
2000 yılında düzenlenen “Birleşmiş Milletler Binyıl Zirvesi” neticesinde imzalanan “Milenyum Deklarasyonu[1] nun devamında 2015 yılına kadar ulaşılması hedeflenen “Binyıl Kalkınma Hedefleri” belirlenmiştir.
2015 Sonrası “Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri” ise 25-27 Eylül 2015 tarihlerinde yapılacak BM Genel Kurulu esnasında kabul edilecektir. BM Genel Sekreterliğinin koordine ettiği çalışmalarla dünya liderlerinin onayına sunulacak hedefler[2] belirlenmiştir. Ülkemiz de Kalkınma Bakanlığı ve BM Daimi temsilciliği kanalı ile bu sürece aktif şekilde katılmıştır.
Bu hedefler hattı zatında “sürdürülebilir kalkınma” konusunda tüm dünyanın mutabık kaldığı “Anayasa” yı ifade etmektedir.
Bu hedefler belirlenirken 2012 yılında Dünya Liderlerinin onayladığı “İstediğimiz Gelecek-the Future we Want[3]” isimli belgede yer alan hedefler göz önünde bulundurulmuştur.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı (Rio+20), 20-22 Haziran 2012 tarihinde Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde 40.000’den fazla kişinin katılımıyla gerçekleşmiştir. Konferans, 1992 yılında aynı şehirde gerçekleştirilmiş olan Yeryüzü Zirvesinin üzerinden geçen 20 yıllık süreçte sürdürülebilir kalkınma doğrultusunda ülkelerin başardıkları ve yetersiz kaldıkları hususları tartışmalarına ve gelecekte insan refahını tehdit edecek sorunlara dair seçenekleri ortaya koymalarına olanak sağlamıştır. Sonuç olarak ülkelerin sürdürülebilir kalkınmaya olan politik bağlılıklarını güçlü bir şekilde yenilemesi ile konferans tamamlanmıştır.
Rio+20’deki tartışmalar neticesinde ülkelerin daha yaşanabilir bir dünyaya ulaşmak için verdikleri karar ve taahhütler, “İstediğimiz Gelecek” adlı konferans sonuç belgesinde derlenerek kabul edilmiştir.
Bu belgede yer alan tematik konular aşağıdaki gibidir[3]:
Görüldüğü gibi İstediğimiz Gelecek isimli son derece önemli politik belgede yer alan hususların önemli bir kısmı yerel yönetimlerin görev alanına girmektedir. “Sürdürülebilir Kentler ve İnsan Yerleşimleri” başlığı altında yer alan hususlar ise şunlardır:
Paragraf 134. Bütünleşik planlama ve yönetim yaklaşımları gibi yaklaşımlarla iyi bir şekilde planlanan ve gelişen kentlerin, ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir toplumların oluşumunu destekleyeceğini kabul ediyoruz. Bu bakımdan, karşılanabilir konut ve altyapı olanağı sağlayan, aynı zamanda gecekonduların ve kentsel yenilemeye öncelik tanıyan kentsel gelişme ve insan yerleşimlerine yönelik bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç duyulduğunu düşünüyoruz. Yoksulluğun ortadan kaldırılması bağlamında tüm insanların temel hizmetlere, konut ve ulaşıma erişebilir olmasını sağlayacak şekilde kentte ve kırda yaşayanların yaşam ve çalışma koşulları dâhil, insan yerleşimlerinin kalitesinin geliştirilmesine yönelik çalışma kararlılığındayız. Aynı zamanda, uygun olduğu hallerde, insan yerleşimlerinin doğal ve kültürel mirasının korunmasının, tarihi mahallelerin yeniden canlandırılmasının ve şehir merkezlerinin iyileştirilmesinin gerektiğini düşünüyoruz.
Paragraf 135.Yerel yönetimleri destekleyecek, kamu bilincini yükseltecek ve karar almada yoksul kesim dâhil olmak üzere kent sakinlerinin katılımlarını artıracak şekilde, sürdürülebilir şehirler ve kentsel yerleşimleri planlama ve inşa etmeye yönelik bütünleşik bir yaklaşımı teşvik ediyoruz. Kapsayıcı konut ve sosyal hizmetleri; özellikle başta çocuklar, kadınlar, yaşlılar ve engelliler olmak üzere herkes için güvenli ve sağlıklı bir yaşam alanını; karşılanabilir ve sürdürülebilir ulaşımı ve enerjiyi; güvenli ve yeşil kentsel alanların yaygınlaştırılması, korunması ve ıslahını; güvenilir ve temiz içme suyu ve sanitasyonu; sağlıklı hava kalitesini; insana yaraşır işlerin yaratılmasını, kent planlamasının iyileştirilmesi ve gecekondu bölgelerinin iyileştirilmesini destekleyecek sürdürülebilir kalkınma politikalarını teşvik ediyoruz. Bizler aynı zamanda atık azaltma, yeniden kullanım ve geri dönüşüm yaklaşımıyla sürdürülebilir atık yönetimini de destekliyoruz. Kent planlamasında afet riskinin azaltılması, dayanıklılık ve iklimsel risklerinin göz önüne alınması gerektiğini vurguluyoruz. Kentlerin gelişmesinin kırsal alanların kalkınmasını dengeleyecek şekilde olması gerektiğini düşünüyoruz.
Paragraf 136. Gelecek yıllarda kent nüfusunun artışında beklenen yükselişe etkili bir şekilde cevap verilebilmesini sağlamak üzere, sürdürülebilir kentsel planlama ve tasarım politikalarını uygulamaya geçirecek metropoliten bölgelerin, kent ve kasabaların sayısının artırılması gerektiğini vurguluyoruz. Sürdürülebilir kent planlamasının nüfus eğilimleri, gelir dağılımı ve gayri nizami yerleşmelere dair cinsiyet ayrıntılarını da içerecek bilginin eksiksiz bir şekilde kullanılmasının yanı sıra çeşitli paydaşların katılımından da yararlanılması gerektiğini belirtiyoruz. Belediyelerin, kent planlarının ilk aşamasından başlayarak bina yönetiminde enerji verimliliği programlarının oluşturulmasını ve yerel koşullara uygun sürdürülebilir ulaşım sistemlerinin geliştirilmesini de içerecek şekilde eski kentsel alanların ve mahallelerin canlandırılmasına kadar sürdürülebilir bir kent vizyonu oluşturmadaki önemli rolünü vurgulamak istiyoruz. Aynı zamanda yaya ve bisiklet altyapılarının geliştirilmesi gibi, motorsuz ulaştırma sistemlerinin ve çoklu kullanım planlamasının önemli olduğunu düşünüyoruz.
Paragraf 137. Kentler ve topluluklar arasındaki ortaklığın sürdürülebilir kalkınmanın yaygınlaşmasında önemli bir rol oynadığını kabul ediyoruz. Bu bağlamda, sürdürülebilir kentsel gelişme hedefine uygun olarak tüm ilgili Birleşmiş Milletler birimlerinin etkin katılımı ile Habitat Gündeminin koordineli bir şekilde uygulanmasını geliştirmek adına mevcut işbirliği mekanizmaları ve platformlar ile diğer ortaklıkların güçlendirilmesi gerekmektedir. Habitat Gündeminin küresel olarak zamanında, etkin ve somut bir şekilde uygulanmasını sağlamak adına, Birleşmiş Milletler Habitat ve İnsan Yerleşimleri Vakfına yeterli ve öngörülebilir mali katkıların devam etmesi ihtiyacının olduğunu belirtiyoruz.
2015 Sonrası Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri[4]
The Future we Want’ ın devamı olarak “2015 Sonrası Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri”çerçevesinde BM tarafından 17 Hedef ve bunların alt hedefleri belirlenmiştir.
Bu 17 adet hedef şunlardır[4]:
Bu 17 Hedeften 11 Numaralı “Hedef 11. Kentleri ve insan yerleşim yerlerini herkesi kucaklayan, güvenli, güçlü ve sürdürülebilir kılmak” yerel idareler ile ilgilidir. Bunun detayları aşağıda verilmiştir.
Goal 11. Make cities and human settlements inclusive, safe, resilient and sustainable
11.1 by 2030, ensure access for all to adequate, safe and affordable housing and basic services, and upgrade slums
11.2 by 2030, provide access to safe, affordable, accessible and sustainable transport systems for all, improving road safety, notably by expanding public transport, with special attention to the needs of those in vulnerable situations, women, children, persons with disabilities and older persons
11.3 by 2030 enhance inclusive and sustainable urbanization and capacities for participatory, integrated and sustainable human settlement planning and management in all countries
11.4 strengthen efforts to protect and safeguard the world’s cultural and natural heritage
11.5 by 2030 significantly reduce the number of deaths and the number of affected people and decrease by y% the economic losses relative to GDP caused by disasters, including water-related disasters, with the focus on protecting the poor and people in vulnerable situations
11.6 by 2030, reduce the adverse per capita environmental impact of cities, including by paying special attention to air quality, municipal and other waste management
11.7 by 2030, provide universal access to safe, inclusive and accessible, green and public spaces, particularly for women and children, older persons and persons with disabilities
11.a support positive economic, social and environmental links between urban, peri-urban and rural areas by strengthening national and regional development planning
11.b by 2020, increase by x% the number of cities and human settlements adopting and implementing integrated policies and plans towards inclusion, resource efficiency, mitigation and adaptation to climate change, resilience to disasters, develop and implement in line with the forthcoming Hyogo Framework holistic disaster risk management at all levels
11.c support least developed countries, including through financial and technical assistance, for sustainable and resilient buildings utilizing local materials
Diğer taraftan 17 Hedeften birçoğu ormanlarla ilgilidir. Ancak 15 Numaralı Hedef “ormanlar, çölleşme ile mücadele, arazi yönetimi ve biyolojik çeşitlilik” konularına ayrılmıştır.
Bu maddenin alt bölümleri olarak 12 adet alt hedef belirlenmiştir.
Bunlar:
1- 2030 yılına kadar, uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan mesuliyetler çerçevesinde, özellikle ormanlar, sulak alanlar, dağlar ve kurak alanlar olmak üzere, karasal ve karalar içinde kalan tatlı su ekosistemlerinin ve servislerinin korunmalarını, restore edilmelerini ve sürdürülebilir şekilde kullanılmalarını sağlamak.
2- Bütün orman tiplerinde sürdürülebilir yönetim uygulamalarının desteklenmesi, ormansızlaşmanın durdurulması, 2020 yılına kadar bozulmuş ormanların en azından %15’ inin rehabilite edilmesi ve ağaçlandırma ve yeniden ormanlaştırmaların küresel seviyede arttırılması,
3- 2030 yılına kadar, çölleşme ile mücadele edilmesi, çölleşme, kuraklık ve sellerden etkilenmiş olan araziler dâhil olmak üzere, bozulmuş arazi ve toprağın rehabilite edilmesi ve “arazi bozulumunun dengelendiği” bir dünya için gayret gösterilmesi,
4-2030 yılına kadar, sürdürülebilir kalkınma açısından hayati öneme sahip faydalarının arttırılması amacıyla, biyolojik çeşitlilikleri de dâhil olmak üzere dağ ekosistemlerinin korunmalarının sağlanması,
5- Doğal habitatların bozulması ve parçalanmasını azaltmak amacı ile acil ve etkili eylemler alınması, biyolojik çeşitlilik kaybının durdurulması, 2020 yılına kadar, tehdit altındaki türlerin korunması ve yol olmalarının önlenmesi,
6- Genetik kaynakların kullanımından kaynaklanan faydaların adil ve eşit şekilde paylaşılmasının sağlanması ve genetik kaynaklarına uygun şekilde erişimin desteklenmesi,
7- kaçak avcılığın ve korunan flora ve fauna türlerinin ticaretine son vermek için acil eylem yapmak, yasadışı yaban hayatı ürünlerinin arz ve talebine dikkat çekmek
8- 2020’ye kadar istilacı yabancı türlerin yayılmasını önlemek, kara ve su ekosistemlerine verdiklerin zararın önemli ölçüde azaltılması ve bu türlerden önemli olanların kontrolü ve yok edilmesini sağlayacak önlemleri almak
9- 2020’ye kadar ekosistem ve biyoçeşitlilik değerlerinin ulusal ve yerel planlamaya, kalkınma süreçlerine, yoksulluğu azaltma stratejilerine ve bütçeye entegrasyonunu sağlamak
a- biyolojik çeşitliliği ve ekosistemleri korumak ve sürdürülebilir kullanmak için finansal kaynakları tüm imkânları seferber ederek harekete geçirmek ve önemli ölçüde artırmak
b- sürdürülebilir orman yönetiminin finansmanı için her düzeyde her olanaktan yaralanarak kaynakları harekete geçirmek, gelişmekte olan ülkelere sürdürülebilir orman yönetimine geçmek, koruma ve ağaçlandırmayı sağlamak için yeterli teşvikler/olanaklar sağlamak
c- yerel toplulukların sürdürülebilir geçim olanaklarını artırarak kaçak avcılıkla ve korunan türlerin yasadışı ticaretiyle mücadele gayretlerine küresel desteği güçlendirmek
Bu durumda “Sürdürülebilir Arazi Yönetimi Yerel Yönetimler Forumu” üzerinde çalışırken;
3. İş Takvimi
Konunun hayata geçirilmesi için aşağıdaki gibi bir takvimin belirlenebileceği değerlendirilmektedir.
Not:
Görsel: http://europeandcis.undp.org/blog/2013/12/23/the-self-assessment-local-development-planning-and-quality-of-life/ adresinden alınmıştır.
[1] TÜRKİYE YEREL GÜNDEM 21 PROGRAMI, YEREL GÜNDEM 21 UYGULAMALARINA YÖNELİK KOLAYLAŞTIRICI BİLGİLER ELKİTABI Hazırlayan: Sadun EMREALP http://habitatkalkinma.org/dl/uploads/2014/03/YG21ElKitabi.pdf
[2] http://www.gonder.org.tr/?p=2093
[3] http://www.tr.undp.org/content/dam/turkey/docs/Publications/EnvSust/3.The%20FutureWeWant.pdf
[4] http://www.gonder.org.tr/?p=2093
13 Temmuz- UNCCD COP12-Yerel Yönetimler
İsmail Belen-13 Temmuz 2015
Geleceğin, kişilerin hayalleriyle ve yaptıklarıyla şekilleneceğinin farkındayız. Herhangi bir şeyi daha iyiye götüreceğine inandığınız bir düşünceniz mi var? Herhangi bir konuda yeni bir fikriniz mi var? “Buldum” dediğiniz bir şey mi icat ettiniz? Heyecanınızı yürekten paylaşıyoruz. “Geleceğe GÖNDERi”lerinizi bizimle paylaşın, destek olalım! Lütfen görüş ve önerilerinizi gonder.carfu@gmail.com eposta adresi ile bizimle paylaşın. Köşe Yazıları bölümünde yazı […]
One Response to Sürdürülebilir Arazi Yönetimi Yerel Yönetimler Forumu