Küçük Şeylere TAKILIN!-Dr. Servet B. İRİTAŞ

Küçük Şeylere TAKILIN!

Merhabalar,
Bir önceki yazımda belirttiğim gibi yine öncelikle çocuklar için tehlike unsuru olabilecek konulara değinmek istiyorum. Bir önceki yazımı okuyanlar hatırlayacaklardır, çocuklarda, üzerine evdeki eşyaların düşmesiyle oluşan künt travmaya bağlı ölümlerden bahsetmiştim. http://www.gonder.org.tr/?p=1367
Bu yazımda özellikle çocuklarda sık karşılaşılan yabancı cisim aspirasyonlarından ( Nefes borusuna yabancı cisim kaçırılması) bahsedeceğim.
Trakeobronşial ağaç olarak tabir edilen akciğere hava alış verişini sağlayan boru sisteminin içine yabancı cisim kaçırılması, özellikle çocukluk çağında karşılaşılan beklenmedik ani ölümlerin en sık nedenlerindendir. Kaçan yabancı cisimler büyük olursa nefes borusunda tama yakın tıkanıklık meydana getirerek, küçük veya sıvı içerikli olursa sebep oldukları spazm nedeniyle ölüme neden olmaktadır. Aspirasyon vakalarının 3/4 den fazlasını 0-3 yaş aralığındaki çocuklar oluşturmaktadır. Bir yaş altındaki çocuklarda daha çok gıda kaynaklı aspirasyonları, daha büyük çocuklarda sıklıkla gıda dışı cisimlerin aspirasyonlarını görmekteyiz.
servet3Sıklıkla karşılaşılan gıdalar; fındık, fıstık, şeker, nohut, fasulye, patlamış mısır, üzüm, çekirdek, şekerler. Gıda dışı yabancı cisimler; oyuncak parçaları, tükenmez kalem başlıkları, bilyeler, düğmeler, balonlar, küçük akvaryum taşları olarak sayılabilir.

Yakın zamanda yaşadığım üzücü bir kaç tecrübemi aktarmak isterim. Hepimizin malumudur küçükler dünyayı ağızları ile keşfederler, buldukları ve eline gecen her şeyi ağızlarına atma eğilimleri vardır, çok kıvraktırlar ne zaman gözümüzün önünden kaybolduklarını anlayamayız, sürekli tetikteyizdir ama ağızlarından çokça yabancı cisimleri çıkartmışızdır. İşte aynı kıvraklıkta 1,5 yaşlarında erkek çocuk evde abisi ile oynarken, daha evvel evinin salonunu güzelleştirmek için aldıkları akvaryumda kullanlmak üzere çekmeceye konulan rengârenk boyalı, bonibon şekerine benzer taşlar ile oynamak isterken gelişen olaylar sürecini, sonuçtaki trajediyi anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.
Henüz bir aylık, gözden sakınılan mis kokulu bebeğin emzirilmesi akabinde yatırıldığı beşiğinde kısa süre sonra, süt nefes borusuna kaçtığı için, hareketsiz nefessiz bulunmasına, ebeveyn yatağında, ortada en geniş alan ayrıldığı halde, sabah veya gece uyanıldığında küçüğün anne veya babanın kollarının altında veya başka şekilde hareketsiz nefessiz durmasına hangi yürek dayanabilir?

Vah vah, keşke demeleri duyar gibiyim. Evet, hayatın rutini içinde bazen tedbirli olmayı aklımıza getiremiyoruz, hatta ‘söylersem kendisine cahil, bilgisiz muamelesi yapmış olur muyum acaba’ düşüncesi ile hatırlatmadığı için sonradan vah edenleri biliyorum.
Şu an aklıma gelen ve sıklıkla yapılan bir yanlış daha; Çocuk yemek yerken veya oynarken aniden öksürük ve nefes darlığı tablosu ile karşılaşıldığında; ‘boğazına bir şey kaçtı’ diye düşünerek genellikle yabancı cisim görülmeden körlemesine parmak ile çıkartmaya çalışılır. Böyle bir müdahale yabancı cismin daha ileriye giderek nefes borusunu tam tıkamas?na ve ölüme neden olabilir.

Çocuk yetiştirmek özellikle bilinçli bireyler için yorucu ve zor bir süreçtir, amacım paranoya yaratmak değil, sadece basit bazı tedbirleri hatırlatmaktır. Bu bağlamda neler yapabilirizi, vakalardan da edindiğim tecrübeler doğrultusunda şöyle özetleyebilirim:
1- Öncelikle çevremizde gördüğümüz tespit ettiğimiz durumları söylemekten çekinmemeliyiz.
2- Nefes borusuna kaçan yabancı cismin çıkarılması için çocuğun yaşına göre uygulanabilecek manevralar vardır, bunlar acil yardım bilgisi olan kişilerce yapılmalıdır. Ancak, eğitim almadan yapmayı önermemekle birlikte, aciliyet, genel bilgi ve eğitim almak hususunda farkındalık oluşturmak adına bu manevralardan bahsedeyim;
*Çocuğun nefes borusuna bir cisim kaçtığında yanında iseniz, çocuk hırıltılı da olsa nefes alabiliyor ve morarmamış ise; çocuğu hiç kıpırdatmayın hemen ambulansı arayın, ortamı havalandırın ve panik yapmayın ve mümkün olan en kısa sürede Sağlık kuruluşuna götürülmesini sağlayın.

bebek*Çocuğun nefes borusunu tamamen tıkayan bir yabancı cisim var ve çocuk nefes alamıyor ve morarma başlamış ise; bir yandan küçük ve elle tutabiliyorsanız bebeği elinizin üstüne yatırıp karın ve başı aşağı bakacak şekilde tutup iki kürek kemiğinin arasından ileriye doğru 4-5 kez sert vuruş yapın. Bir yaşından büyük ve elle tutulamıyorsa ayakta iseniz yüzükoyun kucağınızda tutarak, oturabilirseniz yüzükoyun dizinize koyarak ve bebeği aşağı eğerek sırtın tam ortasına kuvvetlice 4-5 darbe ile yabancı cismin çıkmasını sağlayabilirsiniz.

 

*Yaklaşık 12-13 yaş ve daha büyük çocuklar ile erişkinlerde nefes borusuna yabancı cisim kaçması durumunda; ‘Heimlich Manevrası’ olarak adlandırılan manevra uygulanabilir. Bu manevrada ayağa kalkmış pozisyonda kişinin arkasına geçerek bir elimizi yumruk yapıp göğüs kafesinde ‘İman Tahtası’ olarak bilinen ön orta kemiğinin altına yerleştirip diğer elimizle kenetlendikten sonra, yukarıya doğru bastırarak diyaframa bası yapılması sağlanır. Böylece akciğerdeki havanın basınçlı olarak nefes borusu ve ağza doğru gönderilmesi ile yabancı cisim dışarıya atılabilir. Tekrar hatırlatmak isterim bir sağlık personeli veya ilk yardım eğitimi almış bir kişiden bu manevraları en az birer kez görmenizde fayda var.

3- Gülme, ağlama, koşma, zıplama vs hareketler eşliğinde çocuklara yemek yedirilmemelidir.beşik 1
4- Bebek beslendikten sonra hemen yatırılmamalı,
5- Bebekler mutlaka kendi yataklarında yatırılmalıdır.
6- Bebekler yumuşak yatak, yastık, yorgan gibi yüzeylere yatırılmamalı, yatak ile beşik veya karyola tahtaları arasında boşluk olmamalı, parmaklık araları sık olmalıdır.
7- Bebekler kesinlikle yüzüstü yatırılmamalıdır. Yan yatırma pozisyonu tercih ediliyor ise; yüzüstü dönme ihtimaline karşı altta kalan kol öne getirilmelidir, ayrıca benim kendi çocuklarımızda uyguladığım bir tedbiri paylaşmak isterim. Doğum sonrası ilk aylarda yatak ile karyolanın baş kısmı arasına yaklaşık 1-2 cm yükseklik sağlayacak kadar bir kitap yardımı ile yatakta bir eğim oluşmasını sağladım, fazla eğim kaymalara neden olabileceğinden sakıncalıdır, bir bilenden yardım almanızda fayda var.

8- Bebeklerin emzik veya biberon ile uyumalarına, boğulmalara neden olabileceğinden dolayı izin verilmemeli,
9-Yatak çarşafları gergin olmalı, bebek örtülecekse; örtüyü yüzlerine çekerek nefessiz kalma ihtimaline karşı göğüs bölgesine kadar örtülmelidir.
10- Tavana asılarak sallanan beşik kullanacaksak, ergonomik ve kendinden korunaklı olanlarından tercih etmeliyiz, her ihtimale karşı yerden yüksekliğini iyi ayarlamalıyız. Tecrübeme binaen belirtmekte fayda görüyorum; derme çatma tahta ve kumaş ile oluşturulan sallanan beşiğe yatırılan bebeğin düşmesini önlemek için, karnından beşiğe dolanarak sarılan eşarbın, beşiğin sallanma ve çocuğun hareketine bağlı olarak kayarken boynuna takılarak boğulmasına neden olabileceğini kesinlikle unutmamalıyız.

beşik2

Sağlıklı, huzurlu günler dilerim, Saygılarımla.
Dr.Servet B. İRİTAŞ
Toksikolog & Adli Tabip

Geleceğe GÖNDERiler

Geleceğin, kişilerin hayalleriyle ve yaptıklarıyla şekilleneceğinin farkındayız. Herhangi bir şeyi daha iyiye götüreceğine inandığınız bir düşünceniz mi var? Herhangi bir konuda yeni bir fikriniz mi var? “Buldum” dediğiniz bir şey mi icat ettiniz? Heyecanınızı yürekten paylaşıyoruz. “Geleceğe GÖNDERi”lerinizi bizimle paylaşın, destek olalım! Lütfen görüş ve önerilerinizi gonder.carfu@gmail.com eposta adresi ile bizimle paylaşın. Köşe Yazıları bölümünde yazı […]