Sürdürülebilir Şehirler Ve Topluluklar-SDG 11

SDG11’ de ormancılıkla ilgili olarak “güvenli, kapsayıcı ve ulaşılabilir, yeşil ve kamusal alanlar” ve “yerel malzemeler kullanılarak, sürdürülebilir ve dayanıklı binaların inşası” hedeflenmektedir.

Şehirler; fikir, ticaret, kültür, bilim, üretim, sosyal kalkınma ve diğer birçok konunun merkezidir.  Günümüzde 3.5 milyar insan, diğer bir ifade ile tüm dünya nüfusunun yarısı şehirlerde yaşamaktadır. 2030 yılına kadar dünyanın %60’ının şehirlerde yaşayacağı öngörülmektedir. Gelecek yıllarda görülecek şehirsel büyümelerinin %90’ının gelişmekte olan ülkelerde olacağı, günümüzde yaklaşık bir milyar olan gecekondu nüfusunun artacağı düşünülmektedir.

Şehirlerde yoğunlukla betonarme yapılaşmanın bulunduğu ve artan nüfus barınma ihtiyacı için öncelikli yapı tipi olacağı görülmektedir.

Türkiye’de 2000 yılı bina sayımına göre 8 milyona yakın konutun sadece 37 bin kadarı (binde 5’i) ahşap yapılardır.

Kamuoyunda ahşap kullanımı “ormanlara ve çevreye” zarar veriyor gibi yanlış ve haksız bir algı bulunmaktadır. Bunda  sektörde çalışan bir çok firmanın bile kullandığı “.. kadar ağacı kesilmekten kurtardık” şeklindeki reklamların da katkısı bulunmaktadır. Sürdürülebilir şekilde yönetilen ormanlardan elde edilen ahşap, “en çevreci, en doğal, karbon ayak izi en düşük, yerli ve yenilenebilir” enerji kaynağıdır.

Tekniğine uygun şekilde silvikültürel bakımı yapılan ormanlardan elde edilen ahşap ürün kullanımı kesinlikle arttırılmalıdır. Yine kamuoyundaki yaygın kanaatin aksine, dünyanın bir çok yerinde, özellikle Akdeniz bölgesinde büyük alanların topyekün boşaltılması  gibi bir uygulama yapılmamaktadır. Doğal yola büyüyen veya yenilenen ormanlarda toprağın taşıyacağından çok fazla fidan gelmektedir. Büyüdükçe bunların seyreltilmesi, bakıma tabi tutulması gerekir. Ağaçlar olgunlaştıklarında yeni gençliğin gelmesi için daha fazla güneş ışığına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu doğal denge ahşabı son derece önemli ve eşsiz bir materyal haline getirmektedir.

Ahşap yapıların konut sektöründe kullanılması, ormanları azaltmanın ormanların bakımına, dolayısı ile daha kaliteli ormanların elde edilmesine vesile olacaktır.

Kuzey Amerika ve birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi gelişmiş ülkelerde ahşap ev kullanımı ağırlıktadır.

Çimento ve çelik üretiminin kirli olması, yoğun enerji ihtiyacı bulunması ve atmosfere CO2 salımının yanında, ahşap yapı elemanı üretiminin güneş enerjisine bağlı ve CO2 hapsetme özelliğine sahip olması sürdürülebilir şehirler için önemlidir.

Kabaca, 1 m3 kereste üretilirken atmosferden yaklaşık 1 ton CO2 yakalanırken, bunun aksine 1 m3 çimento üretimi için atmosfere 0,38 ton, çelik için 9,7 ton ve alüminyum için 24,3 ton CO2 salınmaktadır.

Türkiye’de Avrupa’nın en büyük ve Asya’nın ikinci büyük ahşap yapısı olan Rum Yetimhanesi İstanbul Büyükada’da bulunmaktadır. Tarihi bir bina özelliği bulunan 120 yaşındaki yapı ahşap yapıların dayanıklılığına da örnektir.

Kuzey Anadolu, kısmen Ege ve İç Anadolu bölgelerinde karşılaşılan geleneksel Hımış yapılarla ilgili ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümünde yapılan bir TÜBİTAK araştırmasında, depreme dayanıklı bir yapı türü olduğu görülmüştür. Nüfusu ve yüzölçümünün %90’dan fazlası deprem bölgesinde bulunan Türkiye için ahşap yapıların ilave faydaları bulunmaktadır. Masif ahşap elemanların yangına korumasız çelik yapılara göre daha dayanıklı olduğu bilinmekte ve yangına karşı alınacak ilave tedbirler de bulunmaktadır.

 

Günümüzde alan olarak dünyanın %3’ ü şehirlerden oluşmaktadır. Ancak enerji tüketiminin %60-80’ i, karbon emisyonunun ise %75’ i şehirlerde gerçekleşmektedir.  Hızlı şehirleşme tatlı su kaynakları, kanalizasyon, yaşam ortamı ve halk sağlığı üzerinde baskı yapmaktadır[1].

Ormanlar ve ağaçlar “güvenli ve yeşil şehirler” için büyük bir potansiyel taşımaktadır. Yeşil alanlara kolayca erişebilen çocuklar, televizyon, bilgisayar ve akıllı telefonlarda daha az zaman harcamakta ve bu da obezite tehlikesini %11-19 arasında düşürmektedir (Dadvand et al., 2014).

Ağaçlar yazın serinletici, kışın ısıtıcı etki yaparlar. Şehirlerde ağaçların sağladığı gölgeler, konutların ve ticari binaların ısıtma ve soğutma giderlerini %15-50 arasında azaltma kapasitesine sahiptir (Parker, 1983; Huang ve diğerleri, 1987).

Şehir ormanları birçok kuş, böcek ve diğer yaban hayatı türleri için yaşam alanı sağlamaktadır. Hava kirliliğinin azaltılmasında, toprağın korunmasında katkı verir[2].

Şehir ormancılığı Akdeniz Bölgesi ormancılığının öncelikli alanlarındandır. 2012 yılında Silva Mediterranea bünyesinde “Şehir Ormancılığı” çalışma grubu oluşturulmuştur[3].

Diğer taraftan şehir ormancılığı mevzuatı ve uygulaması yeni yeni olgunlaşmaktadır. Türkiye örneği incelendiğinde, 2000’li yıllara kadar rekreasyon ihtiyacını karşılamaktan ziyade şehirlerin etrafına “yeşil kuşak” şeklinde, genel olarak ibreli türlerle ağaçlandırmalar yapıldığı görülmektedir. Son yıllarda kamuoyu talebi artmış, sadece ağaçlardan değil, diğer sosyal donatıların da bulunduğu “şehir ormanları” tesis edilmeye başlanmış, mevcut “yeşil kuşak ağaçlandırmalarında” seyreltmeler yapılarak rekreasyon ihtiyacını karşılar hale getirilmiştir. 2011 yılında Orman Genel Müdürlüğü görev tanımı “Mesire yerleri, kent ormanları, araştırma ormanları, ağaç parkı (arboretum) sahaları, orman içi biyoçeşitlilik koruma alanları, model orman, muhafaza ormanı alanlarının ayrılması, korunması, işletilmesini ve işlettirilmesini sağlamak” şeklinde yeniden belirlenmiştir.

5 Mart 2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “MESİRE YERLERİ YÖNETMELİĞİ » ne göre kent ormanları/şehir ormanları aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır.

Kent (Şehir) Ormanı: Ormanların öncelikle sağlık, spor, estetik, kültürel ve sosyal fonksiyonlarını halkın hizmetine sunmak, aynı zamanda yurdun güzelliğine katkı sağlamak, toplumun çeşitli spor ve dinlenme ihtiyaçlarını karşılamak, turistik hareketlere imkân vermek ve teknik ormancılık faaliyetleri ile flora ve faunanın da tanıtılarak, özellikle çocuklar ve gençlere orman sevgisi ve bilincinin aşılanması maksadıyla izcilik, doğa yürüyüşü, bisiklet, binicilik ve benzeri etkinlikler ile kır lokantası, kır kahvesi, kültür evleri, yöresel ürün sergi ve satış yeri, amfi tiyatro, çeşitli mini spor alanları ve diğer rekreasyonel yapı ve tesisleri ihtiva eden, il ve ilçelerde ayrılan yerlerdir.

Şehir ormanları konusunda 2016 yılında FAO tarafından hazırlanan “Şehir Ormancılığı Rehberi[4]” isimli rehberin son derece faydalı olacağı değerlendirilmektedir.

“Herkese konut, kendi evini kendin yap” sloganıyla orman bölgelerinde insanların yerel malzemeler kullanarak kendi konut inşaatlarına fiilen katılabilecekleri Ahşap Konut projeleri geliştirilmesi yerel kalkınmaya katkı sağlayacaktır.

Şehirlerde kültürel mirasın korunması kapsamında Ahşap Mimarinin ve kullanım gereçlerinin yerel ahşap malzemelerle üretilerek yerinde uygulanması o şehirlere ve topluluklara daha sürdürülebilir bir yaşam sunacaktır. Türkiye de maalesef önemli bir kültürel miras olan Ahşap tarihi eserler koruma kural ve yöntemlerinin bürokratik olarak çok yavaş işlemesi sebebiyle her geçen gün yok olma riski altındadır. Bunu ön önleyici tedbirler alınmalıdır.

[1]http://www.gonder.org.tr/?p=2169

[2] Guidelines on urban and peri-urban forestry, FAO FORESTRY PAPER 178, http://www.fao.org/3/a-i6210e.pdf

[3]http://www.fao.org/forestry/80480/en/

[4]http://www.fao.org/documents/card/en/c/e068e0d9-0c97-41c7-a856-05556a1bd10b/

Geleceğe GÖNDERiler

Geleceğin, kişilerin hayalleriyle ve yaptıklarıyla şekilleneceğinin farkındayız. Herhangi bir şeyi daha iyiye götüreceğine inandığınız bir düşünceniz mi var? Herhangi bir konuda yeni bir fikriniz mi var? “Buldum” dediğiniz bir şey mi icat ettiniz? Heyecanınızı yürekten paylaşıyoruz. “Geleceğe GÖNDERi”lerinizi bizimle paylaşın, destek olalım! Lütfen görüş ve önerilerinizi gonder.carfu@gmail.com eposta adresi ile bizimle paylaşın. Köşe Yazıları bölümünde yazı […]