Dağlar! 6-7 Eylül 2023 Düzce Üniversitesi- MARGISTAR CA21125 MC4 & WG MEETING IN DÜZCE, TÜRKİYE

Bir çok ormancı gibi dağlar benim de ilgi alanımda. Belki de biraz fazla.

Dağların hem gönül ve hayal dünyamda, hem de mesleki hayatımda önemli bir yeri var.

Konuya yeniden değinme gerekçem, Düzce Üniversitesi Orman Fakültesinden Doç. Dr. Yaşar Selman Gültekin‘ in 25 Temmuz 2023 tarihinde Linkedin üzerinden gönderdiği mesaj oldu.

Yaşar Salman Bey “6 Eylül 2023 tarihinde Düzce’de  düzenleyeceğimiz COST Action CA21125 A European forum for revitalisation of marginalised mountain areas (MARGISTAR) toplantısı” ile ilgili görüşmek istiyorum dedi.

Memnuniyetle görüştüm. Ama öncesinde konuyu detaylıca araştırdım.

MARGISTAR (tam açılımını bulamadım), Avrupa Birliğinin COST (European Cooperation inScience and Technology) Programı ile desteklenen bir proje. Bu proje kapsamında bir Forum kurulmuş. 2022-2026 yılları arasında uygulanacak projenin temel amacı Avrupa dağlarının iyileştirilmesi.

Projenin yönetim grubunda bir çok ülkeden temcilci var. Üç tane çalışma grubu oluşturulmuş. Yaşar Selman Bey İki Nolu Çalışma grubunun liderliğini yürütüyor. Hoşuma gitti, tebrik ederim.

6-7 Eylül 2023 tarihlerindeki toplantıya gelecek olursak;

Toplantının resmi adı “MARGISTAR CA21125 MC4 & WG MEETING IN DÜZCE, TÜRKİYE September 6-7 2023”

Anlaşılan “Dördüncü Yönetim Komitesi (MC) ve Çalışma Grubu” toplantıları yapılacak.

5 Eylül Salı geliş, 6 Eylül Çarşamba Üniversite kampüsünde toplantı, 7 Eylül Perşembe arazi gezisi, 8 Eylül Cuma dönüş.

Benim programım 6 Eylül 2023 Çarşamba günü saat 09:00-09:40 arasında olacak. Konu: Türkiye’de Dağlık Alanlarda Sürdürülebilir Orman Yönetimi- Keynote speaker: İsmail Belen (General Directorate of Forestry, Vice Chair/Rapporteur of United Nations Forum on Forests-UNFF (Title: Sustainable forest management in mountainous areas of Türkiye)

Bunun için güzel bir hazırlık yapacağım inşallah. Perşembe günü Efteni gölü ile başlayan bir arazi programı var. Ardından Güzeldere Şelalesi Tabiat Parkı, Pürenli Yaylası, Kardüz Yaylası konmuş programa. Harika görünüyor.

7 Eylül Perşembe günü saat 11:00-13:00 arasında Silvamed Bilimsel Komitesinin de toplantısı var. Online olarak. İkisine birden katılmanın yollarını arayacağım inşallah. ” Dear all, Based on the most voted preference on the Doodle, here you can find the Zoom link for the II meeting of the Scientific Board of the third edition of The State of Mediterranean Forests (SoMF). The discussion will be about i)defining the details of the scoping note and the content of the publication; ii)the authors to be involved; iii) distribute tasks among chapter coordinators, iv) update the schedule from now until the publication. I look forward to seeing you. Thank you in advance for your cooperation. Best regards, Giovanbattista

Bu girizgahtan sonra dağlara dönecek olursam,

Uzun yıllardır Ankara’da yaşasam da aslen Ordu ili Kabataş İlçesi Belen mahallesindenim. Çocukluğumda daha çok meşe (biz pelit derdik) ağaçlarından oluşan “Keller Dağının” büyük önemi, güzel hatıraları var. Her gün ineklerimizi alıp otlatmaya giderdik.

Evimizden baktığımızda gördüğüm Kuzköy’ ün kayın ormanlarını (biz gürgen derdik) saygı, ürperti ve korku ile izlerdik. Ormanın ulu tepesindeki ışıkları gökten gelen ilahi mesajlar olarak huşu ile takip ederdim.

Meşe ormanları neşe, gürgen ormanları ürperti verirdi. Dağlarına da öyle bakardık.

Şefliklerde çalıştığım uzun yıllar zaten dağlarda geçti. Kastamonu (Çatalzeytin-İhsangazi), Trabzon (Vakfıkebir) ve Giresun (Şebinkarahisar-Alucra) ilçelerinde görev yaptım.

2000 yılında Ankara’ya geldikten sonra, özellikle 2003 yılında (mülga) Ağaçlandırma ve Erozyonla Mücadele Genel Müdürlüğüne (AGM) Planlama Dairesi Başkanı olarak atandıktan sonra konunun farklı taraflarına bakmaya başladım.

Öncelikle “erozyon kontrolü” görevimiz nedeniyle işimiz dağlarla idi. Özellikle Toros Dağlarında yürüttüğümüz sedir rehabilitayonu çalışmaları “karpelli sedir ekimi” beni oldukça cezbediyordu.

Dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye’de de “dağ-havza- su havzası- dağlık alan” benzer anlamları ifade eder.

Hatta, çocukluğumuzda orman kelimesi yerine hep dağ kelimesini kullanırdık. Bildiğim kadarıyla İspanya ve Azerbaycan’da hala böyle. Su havzaları da aynı şekilde dağları ve ormanları ifade ediyor.

Bu kapsamda 2003-2005 yılları arasında “The Middle East Watershed Monitoring and Evaluation Project” in Türkiye sorumlusu olarak görev yaptım.

Bu proje ve burada değineceğim diğer hususlar konunun daha iyi anlaşılmasına ve işbirliği imkanlarının artırılmasına yarayacaktır, şüphesiz, onun için paylaşıyorum.

7-14 Ekim 2006 tarihlerinde ABD Orman Servisi (USDA Forest Service) Uluslararası Seminerlerinden birisi olan (International Seminars) “Uluslararası Su Havzaları Yönetimi Seminerine-The International Seminar on Watershed Management” katıldım. Bu seminer benim için ve aslında ülkem için gerçekten faydalı oldu. Dönüşte zamanın Bakanına ve Orman ve Ağaçlandırma Genel Müdürlerimize özellikle “ekosistem göletleri” hakkında kapsamlı bir sunum yaptım. Bu sunum günümüzde yoğun şekilde kullanılan “yangın göletleri” konseptinin gelişmesine büyük katkı verdi.

2007 yılında Orman Genel Müdür Yardımcısı olarak atandıktan sonrai ilk uluslararası organizasyonlarımızdan birisi 11-13 Mart 2008 yıllarında İstanbul’da düzenlediğimiz “Forest Ecosystems in a Changing Environment: Identifying Future Monitoring and Research Needs” oldu. https://www.icp-forests.org/pdf/COST.pdf

Bu çalıştaya değinme gerekçem ICP Forest’ in de aynı konularda çalışıyor olması.

7-10 Nisan 2010 tarihlerinde Slovakya’ nın  Štrbské Pleso şehrinde düzenlenen Avrupa Orman Komisyonu Dağlık Su Havzalarının Yönetimi Çalışma Grubu  toplantısına katıldım. (European Forestry Commission Working Party on the Management of Mountain Watersheds)

Burada Türkiye Ülke Raporunu sundum. https://www.fao.org/3/cb7777b/cb7777b.pdf

– Yürütme Kurulu üyeliğine seçildim. https://www.fao.org/3/cb7714en/cb7714en.pdf

https://www.fao.org/forestry/37705/en/

Bu Çalışma Grubunun 28. Oturumu 12-16 Eylül 2011 tarihlerinde Kastamonu’da yapıldı. https://www.fao.org/forestry/82599/en/

Sekreteryasına FAO’ nun ev sahipliği yaptığı “Mountain Partnership– Dağlar Ortaklığı” tarafından 17-21 Eylül 2013 tarihlerinde Erzurum’da düzenlenen “Fourth Global Meeting of the Mountain Partnership- Dağlar Ortaklığı Dördüncü Küresel Toplantısına” destek oldum.

“Orta Asya ve Kafkaslardaki Dağlık Havzaların Sürdürülebilir Yönetimi için Kapasite Geliştirme Projesinde ” görev aldım. 19-21 Mayıs 2014 tarihlerinde Bişkek’te düzenlenen seminere katıldım.

19-22 Ekim 2015 tarihlerinde Kırgızistan’ ın Bişkek şehrinde  düzenlenen “Orta ve Kuzey Doğu Asya’da Dağlık Ormanların Restorasyonu ve Adaptasyonu Çalıştayı” na katıldım. Kapsamlı bir rapor hazırladım.

15 Eylül 2022 tarihinde Bişkek’te düzenlenen “Dağ Ormanı Ekosistemlerinin Sürdürülebilir Yönetimi” konulu uluslararası çalıştaya katıldım ve ülke sunumunu yaptım.

Bu açıklamalardan sonra tekrar 6 Eylül’deki sunum başlığı olan “Türkiye’de Dağlık Alanlarda Sürdürülebilir Orman Yönetimi” ne dönecek olursam;

Sunumun genel olarak aşağıdaki ana hatları taşımasının uygun olacağını düşünüyorum.

Kültürümüzde dağlar

Mevzuatımızda dağlar

Dağlık Alanlardaki Ormanlar

Bu Ormanların Yönetimi

Öneriler

Kültürümüzün en önemli unsurlarından birisi şüphesiz dinimiz. Bing programını kullanarak yapay zekaya sordum. Aşağıdaki cevaplar geldi.

Merhaba, bu Bing. İslam dini dağlar hakkında neler diyor diye merak ediyorsunuz. Bu konuda size yardımcı olmaya çalışacağım. 😊

İslam dini, dağları Allah’ın yarattığı güzel ve yüce varlıklar olarak kabul eder. Dağlar, hem Allah’ın kudret ve azametinin sembolü, hem de peygamberlerin ve evliyaların ilahi tecellilere şahit oldukları veya ibadet ettikleri yerlerdir. Kur’an-ı Kerim’de dağlardan 33 ayette bahsedilir. Dağların bazı özellikleri şunlardır:

  • Dağlar, yeryüzünün sabit kalmasını sağlayan ağırlıklar veya kazıklardır. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Yeryüzünü sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptık. Dağları da (yeryüzünün) üzerinde birer kazık (veya ağırlık) kıldık.” (Nahl Suresi, 15. ayet) 1
  • Dağlar, Allah’ın varlığına ve birliğine delil olan mucizelerdir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Görmedin mi ki, dağları yürütüyoruz ve onları bir çöl bırakıyoruz? İşte bunlar, Allah’ın ayetlerindendir.” (Neml Suresi, 88. ayet) 1
  • Dağlar, insanların ve hayvanların faydalanabileceği madenler, bitkiler ve hayat kaynakları içerirler. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “O, sizin için yeryüzünde sabit dağlar yarattı; orada sizin için birtakım faydalar vardır.” (Nahl Suresi, 15. ayet) 1
  • Dağlar, Allah’ın kullarına verdiği nimetlerden biridir. Allah Teâlâ şöyle buyurur: “O, sizin için yeryüzünde her şeyi yarattı.” (Bakara Suresi, 29. ayet) 1

İslam dini, dağlara saygı duymayı ve onları korumayı emreder. Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), Uhud Dağı’nı göstererek şöyle buyurmuştur: “Bu dağ bizi sever, biz de onu severiz.” (Buhari, Cihad 6; Müslim, Fiten 81) 2 Ayrıca Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), dağların üzerinde kurban kesmeyi veya ateş yakmayı yasaklamıştır. (Ebu Davud, Dahaya 11; Tirmizi, Dahaya 17) 2

İslam tarihinde bazı dağlar özel bir önem taşımaktadır. Bunlardan bazıları şunlardır:

  • Sînâ Dağı: Hz. Musa’nın (aleyhisselam) Allah ile konuştuğu ve ona Tevrat’ın indirildiği yerdir. Kur’an-ı Kerim’de bu dağdan 13 ayette bahsedilir.
  • Tur Dağı: Hz. Musa’nın (aleyhisselam) Allah’tan kendisine bir nur göstermesini istediği yerdir. Kur’an-ı Kerim’de bu dağdan 7 ayette bahsedilir.
  • Uhud Dağı: Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) müşriklerle savaştığı ve şehit düşen sahabilerin defnedildiği yerdir.
  • Hira Dağı: Hz. Muhammed’in (sallallahu aleyhi ve sellem) ilk vahiy aldığı yerdir.
  • Arafat Dağı: Hac ibadetinin en önemli rükünlerinden biri olan vakfe yapılacak yerdir.

İslam dini dağlar hakkında neler diyor sorunuza cevap vermeye çalıştım. Umarım size faydalı olmuştur. Eğer başka bir sorunuz veya merak ettiğiniz bir konu varsa, lütfen bana bildirin. Sizinle konuşmaktan memnuniyet duyarım. 😊

Türk kültüründe dağlar

Merhaba, bu Bing. Türk kültüründe dağların önemi hakkında size yardımcı olmaktan memnunum. 😊

Türk kültüründe dağlar, hem yüceliğin hem de kutsallığın simgesidir. Türklerin Gök Tanrı’ya ulaşmasında en önemli nokta konumunda olan dağlar, diğer pek çok dinde de peygamberler ile Allah’ın buluşma (Tûr, Hira vb.) noktasıdır1. Türkler, göç ettikleri coğrafyalarda da dağlara saygı duymuş ve onları kültürlerinin bir parçası haline getirmişlerdir. Örneğin, Anadolu’da Halbaba Dağı, Türkmenlerin kutsal saydığı bir dağdır2.

Türk kültüründe dağlar, aynı zamanda sanat ve edebiyatın da ilham kaynağı olmuştur. Âşıklar, dağları doğanın bir güzelliği olarak şiirlerine almış veya Anadolu’nun sert coğrafyasında yaşadıkları zorlukları dağlara yakınmışlardır3. Köroğlu gibi destan kahramanları da dağlarda yaşamış ve onları özgürlüğün sembolü olarak görmüşlerdir3. Türk sinemasında da dağlar önemli bir rol oynamış ve pek çok filmde doğa ile insan arasındaki ilişkiyi yansıtmıştır.

Türk kültüründe dağların önemi hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, size sunduğum web arama sonuçlarına göz atabilirsiniz. Umarım size yardımcı olabilmişimdir. Başka bir sorunuz var mı? 😊

Geleceğe GÖNDERiler

Geleceğin, kişilerin hayalleriyle ve yaptıklarıyla şekilleneceğinin farkındayız. Herhangi bir şeyi daha iyiye götüreceğine inandığınız bir düşünceniz mi var? Herhangi bir konuda yeni bir fikriniz mi var? “Buldum” dediğiniz bir şey mi icat ettiniz? Heyecanınızı yürekten paylaşıyoruz. “Geleceğe GÖNDERi”lerinizi bizimle paylaşın, destek olalım! Lütfen görüş ve önerilerinizi gonder.carfu@gmail.com eposta adresi ile bizimle paylaşın. Köşe Yazıları bölümünde yazı […]